İnce bir yağmurun içinden geçiyorum
Ne sırılsıklam ıslanıyorum iliklerime kadar
Ne de tedirginim illegal bir ölümden
Bakıyorum da herkes, kendi günahının içinden
Laf yetiştiriyor başkalarının günahlarına
Dizlerinin boyu kadar
Ama her ne hikmetse gitmiyor hiç kimse
Bir ermişin ayak izinden, arpa boyu yol kadar
Adil bir yağmurun içinden geçiyorum
Her şey net, her şey aklımda ayan beyan
İki şey yok yalnızca hatırımda, bir dün bir de yarın
Netliğime bakma içimde sonsuz bir galeyan
Senden ibaret işte yürüdüğüm bütün yol
Sağlı sollu uzanmış bu ağaçlar sanki saçların
Sen avuçlarımda sırılsıklam kanatlı bir güvercin
Kızgın bir yağmurun içinden geçiyoruz
Sonu gelmiş gibi bir şeylerin
Bu düşen yıldırım şu çakan şimşek
Kopuyor gökte bir gürültü bir tantana
Korkma, seni göğüne salacak kadar seven bir ademin elindesin
Şöyle düşün, göz kırpıyorum Tanrının diliyle sana
Bitecek elbet bu yağmur, son bulacak karanlık
Sen kendi göğüne kanat çırpacaksın
Ben şiir okuyacağım balıklara Sarayburnu sırtlarında
Elbet biz bu ölümlü sevmelere alışacağız
Buluşacaksak şayet bir gün
Beyoğlu'nda bir sokağın adam kayırmaz eşitliği içinde
O boyalı duvarın saçakları altında buluşacağız
29092022