10 Haziran 2022 Cuma

Ben Seni Nasıl Severim Söyleyeyim

 

Bak şu karanlık kente

Herkes bir sevişme cinayetinde çığlık çığlığa

İki kablo var önümde biri utanç kırmızı biri ölüm gibi siyah

İçimde, ömrümün orta yerinden geçerken ektiğin çiçeklerin kurumuş kan kokusu 

Avuçlarımda seni görememezlikten sebep, bıçak yarası gibi keskin bir ah

Sanıyorum ki herkes böyle bilecek böyle anacak

Sen beyaz sarı ahenginde yemyeşil dallı bir papatya

Bense papatyaya konmuş acemi bir bok böceği

Cesedimi, kaldırımlardan emekli çöpçüler kazıyacak


İki kablo var önümde biri utanç kırmızı biri ölüm gibi siyah

Hangi kabloyu kesersem keseyim

Ah! İçime patlayacak el yapımı saatli bombalar

Dünden istekli  kıpır kıpır güleç yüzlü intiharlar

Bir şekilde 

Ama mutlaka ikimizden biri eksilecek

Eksilecek birimizin içinden diğeri


Her eksilmede, dilimde kıpkızıl bir süryani şarabı 

Bir de sesinin sesime uladığı sarhoş peltekliği dolaşacak

Yüzüm yeni traş olmuşluğun gerginliğinde

Bir kesik atsam ortalık kan gölü olacak

Ben seni nasıl severim sormuşsun, 

Söyleyeyim, sarhoşum nasılsa mahzuru yok

Bunu ben bir tasvir sayarım

Sen otobüs durağına boşalmış bir sarhoşun zehirli kusmuğu say

Başka çocukları severken

Babasına sarılan kız çocuğu masumiyeti az biraz

Bir kelebeği kozasına sokma gayreti de denilebilir

Ve kendi soğumuş cesedini yaşatma ümidiyle en çok

Hangi tabirle seversem seveyim seni

Faili meçhul, kim sevdiye gider yüreğim

Bırakırlar mı ipuçlarını öylece sokakta

Yakmışlardır böcek cesetleriyle çoktan 

Yakmaları da gerek zaten

Yoksa buz tutacak şehir, nefretin soğukluğundan


İki kablo var önümde biri utanç kırmızı, ölüm siyahı biri 

Hangi kabloyu kesersem keseyim

Nafile bütün zırhlar, korunaklar

Elbet eksilecek birimizin içinden diğeri







.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

O Zaman

Yorganımın ayaklarıma denk düşmediği zaman Açlığın uykuya döndüğü Utancın hin gülüşlerin mengenesinde öldüğü zaman Kitaplığın önündeki solgu...