güneşi yolcu ediyoruz
eskimiş bir bankın üzerinde
gövdesini azcık sıksam kırılacak
saçılmaya hazır tohumlarıyla
elimde bir karahindiba çiçeği
güneş birazdan gözlerinde soğuyacak
ben sana günahlarımı anlatıyorum
sen kör bıçağını bana biliyorsun
konuştukça kargalar konuyor çiçeklerime
her kelimede çözülüyor prangası dilinin
ben tam orta yerinden vuruluyorum
sınırını aştığım bu deli sevgimin
birbirimizi yolcu eder gibi yolcu ediyoruz güneşi
ayaklarımızın ucundan geçmiş günlerimiz gibi
karınca dizisi geçip gitmekte
avuçlarında kırılmış ve üflenmiş
bir karahindiba çiçeği
ölmekte ve yeniden ölmeye yeşermekte