2 Ağustos 2022 Salı

Nezaket

Bilmem kaçıncı senesiydi ömrümün kaçıncı ayı 

Çok da ihtiyar sayılmam canım 

Ama hiç hatırımda yok orası

Bildiğim, kaz ayağı çizgilerim gözlerimde

Mevsimlerden yaz, ayağım çıplak

Yalayıp geçiyor yüzümü hafif bir rüzgâr

Omuzumda kadınımın yorgun başı

Teni tenimde, nasıl kadife gibi yumuşak

Bir ileri bir geri, dönüyor tepemizde ıhlamur ağacı

Ihlamurda kuş, kuşun ağzında cıvıl cıvıl bir şarkı

Altımızda bizi kucaklamış yumuşacık bir hamak

Kıvrımlı beliyle yaşlı bir nehir akıyor yanı başımızdan

Nasıl da saygı duyuyor seslerine cırcır böceğinin

Nasıl da salınır gibi düşüyor yaprak yere

Acıtmamak için canını toprağın

Ve toprak nasıl da kucaklıyor kırmamak için belini yaprağın

 

İzlemiştim, suyun toprağa, toprağın yaprağa nezaketini

Akşamüstü bir nehir kenarında gözlerimin derin çizgileriyle

Derin yaralarıyla yüreğimin, 

Delirmiştim insanın kabalığına, ıhlamurun altında dönerken dünya

Olmasaydı kadınımın hatırı, utancımdan intihar ederdim kesin... 

02.08.2022

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

O Zaman

Yorganımın ayaklarıma denk düşmediği zaman Açlığın uykuya döndüğü Utancın hin gülüşlerin mengenesinde öldüğü zaman Kitaplığın önündeki solgu...