Bilmem kaçıncı senesiydi ömrümün kaçıncı ayı
Çok da ihtiyar sayılmam canım
Ama hiç hatırımda yok orası
Bildiğim, kaz ayağı çizgilerim gözlerimde
Mevsimlerden yaz, ayağım çıplak
Yalayıp geçiyor yüzümü hafif bir rüzgâr
Omuzumda kadınımın yorgun başı
Teni tenimde, nasıl kadife gibi yumuşak
Bir ileri bir geri, dönüyor tepemizde ıhlamur ağacı
Ihlamurda kuş, kuşun ağzında cıvıl cıvıl bir şarkı
Altımızda bizi kucaklamış yumuşacık bir hamak
Kıvrımlı beliyle yaşlı bir nehir akıyor yanı başımızdan
Nasıl da saygı duyuyor seslerine cırcır böceğinin
Nasıl da salınır gibi düşüyor yaprak yere
Acıtmamak için canını toprağın
Ve toprak nasıl da kucaklıyor kırmamak için belini yaprağın
İzlemiştim, suyun toprağa, toprağın yaprağa nezaketini
Akşamüstü bir nehir kenarında gözlerimin derin çizgileriyle
Derin yaralarıyla yüreğimin,
Delirmiştim insanın kabalığına, ıhlamurun altında dönerken
dünya
Olmasaydı kadınımın hatırı, utancımdan intihar ederdim kesin...
02.08.2022
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder