12 Şubat 2017 Pazar

Taş Kaldırım'a Dair

...

taş kaldırımları vardı bu kentin

avlulardan çocukların koşarak çıktığı

şerbetçilerin ve simitçilerin gülümseyebildiği

ayak seslerinde hüzün

ayak seslerinde naif bir sevgi barındıran



makaralarında dünyanın döndüğü

pencereden pencereye asılı

sodayla yıkanmış çamaşırlarıyla süslü

taş kaldırımları vardı bu kentin



plazalara yenik düşmedik biz

içimizde taştan kalma bir pırıltı

taştan bir insan sevgisi var hala

biz çamaşırlarımızı sodayla yıkadık

yüreğimizi değil...




umudun aslında taş kaldırımlarda çıkan ayak seslerinde gizli olduğunu biliyorum...

çocuk çığlıklarında...

sevginin, pek kalmasa da taş kaldırımlı dar sokaklarda, en gerektiği en saf en içten haliyle yaşandığını biliyorum...

insana dair dedim...
insan sevgiyle doğar ama onunla harmanlanması gerekirken maalesef yaşam elimizde kalan tüm değerleri bir bir harcarken sevgiyi paylaşmanın kutsallığını biliyorum...

taş kaldırım ismini bunun için seçtim.

sevgiyi paylaşmayı ve insan olmayı bize hatırlattığı ve içimizde bir yerlerde bir yaraya dokunduğu için...

taş kaldırımlar olsun hep...

çünkü sevgi oralarda gizli...

ayak seslerinde, çocuk çığlıklarında, sodalı çamaşırlarda...



Merhaba...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

O Zaman

Yorganımın ayaklarıma denk düşmediği zaman Açlığın uykuya döndüğü Utancın hin gülüşlerin mengenesinde öldüğü zaman Kitaplığın önündeki solgu...