8 Ocak 2019 Salı

Tanrı Yok

ışıklar sönerken beyoğlunda
geç kalır sokağın tenhalığına çığlıklar

elim sende oynarken bu izbeliğin haşin çocukları
taşlar sökülür dudaklardan

şimdi daha bir ateşlidir sevgili öpüşmeleri
daha bir isterik

sulandırılmış biralar ısmarlarken herkese
esmer tenli garson
barış dallarından koparılmış zeytinler yiyordu
san fransisco’lu bellynda
ve tanrı yok
zaten hiç olmadı ki diyordu
ıslak dudaklarıyla kadehini yudumlarken

sönerken ışıklar beyoğlunda ağır ağır
sevgilinin dudakları çürüyordu dudaklarımda

aptallığa ibadet eden kullara inat
uçurum olmak değildi istenilen bir dağ yamacında

tut şimdi bellynda kurak dualarımı
boğulmadan düşüncenin azgın ırmağında 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

O Zaman

Yorganımın ayaklarıma denk düşmediği zaman Açlığın uykuya döndüğü Utancın hin gülüşlerin mengenesinde öldüğü zaman Kitaplığın önündeki solgu...