11 Ocak 2019 Cuma

Yağmur Damlalarıyla Doyuruyor Beni


Dilimdeki kelimeler kırıldı. Sana anlatabileceğim anılarım yok artık. Kış aldı elimden son umut parçacıklarını aşka dair.

Hem artık sen penceremden de vurmuyorsun yüzüme, güneşle birlikte hafifçe. Zaten güneşte kaçıyor ya ne zamandır benden. Karnım da acıkmıyor. Üstüne üstlük üşümüyorum da. Gölgem ısıtıyor ellerimi. Yağmursa gözlerime kaçan damlalarıyla doyuruyor beni.

Şimdi sadece topacımı ve meleklerimi özlüyorum. Çocuktum o zamanlar. Tanrıdan gizli gelirlerdi yanıma. Saatlerce topaç çevirirdik yaşamın dışında düzlük bir arazide. Kış yoktu o zamanlar. Sen de. Aşkım topacım ve meleklerimden ibaretti. Tanrının sesini duyduğumda ağlardım. Meleklerim tekrar geleceğiz der gibi bakmazlardı her seferinde. Çünkü onlarda sezerlerdi yaşamın zamanla beni içine çekeceğini ve artık topaç oynayamayacağımızı.
Yağmur doyuruyor beni gözlerime kaçan damlalarıyla ve gölgeme tutuyorum ellerimi ısınsınlar diye.

Dilimdeki kelimeler kırılırken, sen de yaşama benziyorsun, gözlerimin içine bencilce bakışlar atarak.

Büyüdüm. 

En büyük ihanetimi meleklerime yaptım. Seninleyken onları unuttum egomu tatmin etmek için. Nereden bilebilirdim senin de yaşama benzeyip topaçlarımı bir kenara atacağını.

Al işte. Büyüdüm. 

Gözyaşlarım da akmıyor. Göz pınarlarımı kurutmuş yaşam. Ağzım kupkuru, ellerim dilim tüm bedenim. Çiçeklerim darıldı açmıyorlar yapraklarıyla birlikte dertlerini sonsuz bir huşu içinde. Oturup şöyle doyasıya da konuşamıyoruz.

Ben büyüdüm. Sen gittin. 

Şimdi her şey düşmanmış gibi. Çiçeklerim kuşlarım mektuplarım duvardaki resimlerim bile bir başka bakıyorlar bana.

Meleklerim mi? Bu saatten sonra gelmezler. Gelmeyecekler biliyorum. Çünkü ben artık çocuk değilim. Yaşamın ta kendisi var yanı başımda elinde keskin zamanlarıyla. Yaşamın dışındaki o düzlük arazide de kaybolan çocukluğumun üzerine dikilmiş apartmanlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

O Zaman

Yorganımın ayaklarıma denk düşmediği zaman Açlığın uykuya döndüğü Utancın hin gülüşlerin mengenesinde öldüğü zaman Kitaplığın önündeki solgu...